27 Kasım 2012 Salı

Marsilya Gezisi

Tekrardan herkese Merhabalar,
Son gezi rotam, Fenerbahçemin deplasmanı Marsilya.
Hedef galibiyet ve Grup birinciliği :))
THY'nın Marsilya'ya direkt uçuşu olmadığından sabah uçağıyla Nice üzerinden Marsilya'ya ulaştık. 2013 Mart ayında THY Marsilya seferleri başlıyor.
Maç akşam olduğu için Nice şehir merkezinde dolandık. 
Bu arada bu bölge Fransız riviyerası (Cote d'Azur) olarak adlandırılmakta olup gerçekten de namına yaraşır güzelliklere sahip bir bölge.
Yazımın daha hemen başında gitmenizi şiddetle tavsiye ediyorum.
Hele yaz sezonunu hayal bile edemiyorum.
Marsilya'nın doğusundan başlayarak İtalya sınırına kadar uzanan bu bölge Monako Krallığı'nı da kapsamaktadır. Batıdan sırasıyla başlıca şehirleri Toulon, Hyeres, St.Tropes, Cannes, Antibes, Nice, St.Raphael ve Monako'dur.
Nice çok güzel bir şehir, tipik fransız mimarisi ile bezenmiş, doğa özenle korunmuş ve yerleşim o kadar güzel oturtulmuş ki sanki hiç insan eli değmemiş. Bir de üzerine Akdeniz'in güzel havası eklenince keyfinden geçilmiyor. İnsanlar çok saygılı, nazik ve kibar. Aynı zamanda çok da yardım severler. Bu güzel bölgeyi hızlı bir şekilde gezebilmek için gitmeden önce 4 günlüğü 250€'ya Europcar'dan araba kiralamıştım. Fiyatının yüksek olmasının nedeni de Nice'den alıp Milano'da aracı bırakacak olmamdı. Diğer kiralama firmalarına göre fiyatı en makul olanı da buydu.
Şehirler birbirine çok yakın ancak araç kiralama dışındaki tek seçeneğiniz tren ve fiyatları çok da makul değil. Nice'den Marsilya'ya tren bileti yaklaşık olarak 26€, hesabınızı siz yapın. Ayrıca benzinin litre fiyatı 1.5€ ile 1.7€ arasında değişmekte, aklınızın bir ucunda bulunsun.
THY Nice Havaalanında Terminal 1' e park ediyor. Ancak araç kiralama şirketleri ve şehir merkezi veya tren garına giden otobüsler Terminal 2'den kalkıyor. Terminal 1'den çıkar çıkmaz hemen sola doğru 200 mt yürüyerek Terminal 2'ye giden ring servislerine binin. Terminal 2'de neredeyse tüm araç kiralama firmalarını görebileceğiniz araç kiralama merkezi var. O da duraktan indikten sonra hemen solda otoparkın zemin katında bulunuyor. Ya da tren garına giden otobüslere veya taksilere binebilirsiniz. Ama aklınızda bulunsun her köşe başında taksi bulamazsınız. Taksi telsiz noktaları var ama neredeyse hiç bir taksici ingilizce bilmiyor.
Aracımızı aldıktan sonra planlandığı gibi ilk olarak Massena Meydanına gittik. Meydan güzel bir şekilde süsleniyordu, muhtemelen yılbaşı ve bayrama hazırlanıyordu. Fransa'nın yılbaşı klasiği olan atlı karıncalar ve çam ağaçları ana objelerdi. 
Meydan çok büyük değil batısında finans merkezleri doğusunda hükümet binalarının bulunduğu eski şehir "Old Ville" var. Sahil şeridi malumunuz plajlardan oluşuyor ve bu bölgede neredeyse her yer mavi bayraklı. Denizin rengi ve berraklığı fevkalade. Doğayı ve yaşamayı çok seviyorlar, insanlara olduğu gibi doğaya da çok saygılılar. 
Sahil yolu (Promenade des Anglais) yürüyüş yapan insanlarla dolu, cıvıl cıvıl. İnsanlar buradan şehirdeki limana kadar turluyorlar, hava 15 derece olmasına rağmen şortlar, atletler hele bir de yüzenler...
Hızlı tempo karnımızı acıktırıyor ve eski şehirde adalet sarayının önündeki alanda (Place du Palais)  yemek yiyoruz. Ama hayal kırıklığı, kesinlikle bu bölgede yemeyin, sahil yolu üzerindeki restoranlar çok daha kaliteli. Bu arada bilindiği üzere Avrupa'da yemek çok pahalı. Her şeyi kur üzerinden karşılığı neyse onunla çarpın, harcamalarınızın ne tutacağını önceden bilip ekonomiyi ona göre düzenlemenizde yardımcı olur. Mesela standart bir restoranda 1 çorba + 1 makarna + 1 alkolsüz içecek yaklaşık olarak 25€, bu menü Türkiye'de de aynı standartlarda 25TL'ye denk gelir.
Yemek yemeyi seviyorsanız günde aşağı yukarı 50€ harcarsınız. Ya da süpermarketlerden alış-veriş yapıp o şekilde karnınızı doyurabilirsiniz ki emin olun sandviç, pastane ürünleri, abur cubur ve içecek 20€'yu kesinlikle aşmayacaktır.
Yemekler de bizdeki gibi çeşitli değil genel olarak makarna, pizza ve et ağırlıklı.
Yemek sonrası Marsilya'ya hareket ettik. 
Ağzımın tadını geri getirmek için düzenli çikolata yedim ki çikolatadan pek haz etmem.
Mesafe 205 km ve aşağı yukarı 1 duraklama ile 2 saat sürdü. Otobanlar paralı, mesafeye göre 1€ ile 3€ arasında değişiyor. Yanınıza bol bol bozuk para alın çok lazım oluyor, sepet sistemini daha önce Amerika'da görmüştüm burada da aynısı varmış, parayı sepete atıp geçiyorsunuz, yalnız doğru kapıdan geçiş yapın çünkü hızlı geçişlerde bile otomatik bariyer var önü açık değil cezalı geçmeye bile müsaade etmiyor :)
Marsilya Veledrome Stadı ilk varış noktamız. Arabayı güzel bir yere park ettikten sonra çok ta kalabalık olmayan Marsilya taraftarlarının arasından stada yürüyoruz. Tepkili ve ateşli bir taraftar topluluğu kesinlikle değiller. Köşeyi döner dönmez her yer sarı-lacivert, maça gurbetçilerden ve memleketten ilgi büyük, bine yakın ateşli Türk taraftarı ellerinde meşaleler Marsilya caddelerini aydınlatıyor bir taraftan tezahüratlarıyla ortalığı inletiyor, o an gözlerim doluyor aynı sevdayı ruhumuzda taşıdığım kardeşlerimin arasına dalıyordum. Gerçekten deplasman duygusu hele ki yurt dışında bir başka oluyor.


Gruplar halinde maça girdikten sonra deli Bekir 'in topa havada ters parende atarken yaptığı vurma eylemiyle maçı da kazanıp stattan biz mutlu, takımımız grup liderliğini garantileyerek bir üst tura çıkmış şekilde ayrılıyorduk.
Veledrom stadı yapım aşamasındaydı ve bize maraton diye tabir ettiğimiz sahaya yatay tribünleri ayırmışlardı. Muhtemelen sayı olarak üstün olan taraf bizdik. Stad içerisindeki güvenlik görevlileri eşofmanlı, joplu ve çeviklerdi fakat pek zeki değillerdi :)
Marsilya taraftarı dillerinin telaffuzundan olsa gerek bayan edasıyla tezahürat yapma emareleri göstermekteydi.
Golü de kendi telefonumdan çektim, o da ayrı bir 6.his.
Sevinçli bir şekilde otelimize gittik. Radisson Blue Vieux Port'ta konaklama yaptık.
Limanda çok merkezi konumda ve temiz bir otel, tavsiye ediyorum. 
Kahvaltısı açık büfe ve son derece yeterli.Otoparkı mevcut değil ama hemen yanında 2 katlı bir otopark mevcut 10 saati 9 €.
Çok yorgun olmamıza rağmen açlıktan uyuyamayacağımızı anlayınca yemek için dışarı çıktık. Bölge restoranlar, cafeler ve barlarla dolu. Yemek olayını riske atmamak için gördüğümüz ilk MC Donalds'a girdik. Fiyatlar Türkiye ile hemen hemen aynı sadece 1-2 TL fark ediyor. Etrafta herkes Türk, diyaloglar komik, insanlar neşeli kısaca harika bir atmosfer.
Sabah kalkar kalkmaz Marsilya Gezi rotamızda ilerledik.
Bu arada aslında bir şehrin başlıca turistik yerlerini görmek için plan yapmaya gerek yok.
Her turistik şehirde olduğu gibi burada da hop on off turlar var ve vaktiniz varsa kesinlikle hiç uğraşmadan bu turlara katılmalısınız. 
Marsilyada Avec Les Petits Train turuna muhakkak katılın, siz uğraşmadan her yeri görme şansınız olur. www.petit-train-marseille.com adresinden turla ilgili detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.
Tur limanın (Vieux Port) batısında balık pazarının önünden hareketle yapılıyor. 2 farklı rotası var. Birincisi Notre-Dame turu diğeri de Le Vieux turu(Eski Şehir). İkisine birden katılırsanız 13€ fiyatı var. Ortalama olarak her tur 1buçuk saat sürüyor. 2 gün kalacaksanız turları 2 güne yaymakta fayda var. Muhtemelen beğendiğiniz yerleri detaylı gezmek isteyeceğinizden bu tur 4-5 saatinizi alabilir.
Marsilyada kesinlikle görmeden dönmeyeceğiniz yerler;
Marsilyanın büyük yat limanı ve çevresi Vieux Port, daracık sokakların ve rengarenk panjurlu evlerin bulunduğu, yürümesi bile çok keyifli olan Old Ville, sahilde heybetli bir şekilde duran De la Major Katedrali, Marsilya hatırası çektirebileceğiniz ve liman manzarasını en güzel pozlayabileceğiniz Protis Meydanı, bonapart'ın yaşadığı şirin kafelerle dolu Augistine Meydanı, St Laurent kilisesi, Marsilyayı 200 mt yukarıdan 360 derece görebileceğiniz merkezdeki en yüksek tepeye kurulmuş olan Notre-Dame de la garden, zamanın en başarılı savunma sistemi olan altıgen sur yapısına sahip St nicholas Kalesi ve zaferle ayrıldığımız Veledrom Stadı ::)
Bir de yazın gidecekseniz eğer plajların da bulunduğu sahil yolu Promenade de la Corniche.
Ayrıca müze meraklısı olanlarınız varsa adım başı müze ben hiç sevmem dolayısıyla araştırmadım bile ama en sağlamı ilgiden anladığım kadarıyla Cantini müzesi :)
Yeme içme konusunda çok özel bir şey bulamadım ancak tavsiye üzerine Bouillabaisse diye bir balık çorbası içtim deniz ürünleriyle aram iyi olduğu için sadece ben denedim ama çok matah bir şey değil.
Hediyelik olarak Lavanta kokulu sabunlar var, her yerde satılıyor...


Marsilyadan bir kaç kare 
 Old Ville
 De La Major Katedrali
 Protis Meydanında Liman Manzarası
 Notre Dame De La Garden
 Limanda bir Pasaj
 Notre Dame Kilisesi